Bafra hayvan Severler; Tehdit ediliyoruz" dedi
Bugün ülkemizde sokak hayvanları öldürülüyor. Bugün ülkemizde sokak hayvanlarını beslediği için hayvanseverler tehdit ediliyor, şiddete maruz kalıyor hatta öldürülüyor.
Sokak hayvanları üzerinden büyük bir kirli oyunun düğmesine basıldı. Aylardır sokak hayvanlarını bir sorun olarak gösteren illegal gruplar, bu gruplara bilerek ya da bilmeyerek destek veren ünlüler, fenomenler, yazarlar ve hatta yıllardır üzerine düşeni yapmayan belediyeler bile var. Geldiğimiz noktada ise dozajı artırarak silahlanma çağrıları yapan bu illegal oluşumlar nedeniyle İzmir’de bir aileden 3 kişi sokak hayvanlarını besledikleri için katledildi.
Her şey planlı bir oyun gibi ilerliyor ve tüm siyasiler bu durumu sadece izliyor.
Sayın Cumhurbaşkanının 23 Aralık 2021 tarihli açıklamasında şu konuşmayı yapıyor;
"Tüm belediye başkanlarına sesleniyorum. Sıcak ve güvenli GEÇİCİ BAKIMEVLERİ kurarak gönül kazanabilirsiniz." Ancak devamı öyle olmuyor.
Bu açıklamadan sonra geçen 6 aylık sürede Ülkemizde kaç tane sıcak ve güvenli GEÇİCİ BAKIMEVİ yapıldı?
Cevap yok denecek kadar az değil mi?
Peki soruyoruz, geçici bakımevi, tedavi merkezi dahi olmayan kaç tane belediye şehirlerden köpekleri ortaçağda yaşanan cadı avı misali toplamış veya dağ başlarına, şehir çöplüklerine atarak ölüme terk etmiştir?
GÖREVİNİ YAPMAYAN BELEDİYELER BUGÜN SOKAKLARDA AÇ, BAKIMSIZ, GÜÇTEN DÜŞMÜŞ HAYVANLAR OLMASININ VE BU HAYVANLARIN VAHŞİCE KATLEDİLMESİNİN SORUMLULARIDIR.
Ve sokak hayvanlarının yeri BARINAK adı verilen ölüm kampları, cezaevleri değildir.
Yıllardır hayvanların temel ihtiyacı olan mamadan bile %18 vergi alan devletimiz, mamalardan aldığı vergiye rağmen bu canların haklarını koruyacak bir çözüm bile üretememiştir.
Öyle ki 2004 yılında çıkartılan 5199 sayılı kanun dahi tam anlamıyla uygulanmamıştır.
Besleme, kısırlaştırma, aşılama gibi konularda yetkiyi tamamen belediyelere bırakarak, hayvanlara ayrılan bütçenin, hayvanlara değil, beton yapılara, ranta harcanmasının önünü kesememiş, kesmemiştir.
1389 Beldenin 1200 e yakınında barınak yok! Olanların ise Ölüm Kamplarından farkı yoktur. Barınaklarda çalışanların hayvanlar ile ilgili hiç bir eğitimi bilgisi ve hatta merhameti yoktur, her geçici bakımevlerinde gönüllülerin çalıştırılmasının, çalışanların eğitimler verilerek istihdam edilmesinin önemi çok büyüktür. Barınaklar için yapılan ihalelerde dönen yolsuzluklar sonucu hayvanların kendi pisliklerini ve hatta açlıktan birbirini yediği gerçeği ise yasayı uygulamayan sorumluluğu görevini yapmayan belediyelere bırakan yürütme ayağının ayıbıdır!
Her barınakta muhakkak yerel hayvan koruma görevlileri veya gönüllülerle ortak çalışmalar yapılması, şartların iyileştirilmesi, veteriner hekimi istihdamının artırılarak barınakların kısırlaştırma, kuduz dışında aşılama yapması zorunlu hale getirilmelidir.
Yasaklı Irklar” adı verilerek ömrünün sonuna kadar BARINAK adı verilen ceza evlerine kapatılan canların çoğunun öl(dürül)mesinin, kayıt altına alınamayan ve ormanlara terkedilen bir çoğu çiftleşerek melez ırklar üremesinin, SOKAKLARDA BU CANLARIN YAŞASI İÇİN MÜCADELE EDEN insanların hedef olmasının darp edilmesinin sorumlusu GÖREVİNİ YAPMAYAN BELEDİYELERDİR!
Yasaklı Irk adı verilecekler n bu canlar ile mevcutta sokak hayvanlarına hizmete bile yetmeyen GEÇİCİ BAKIMEVLERİ doldu taştı. Birçoğu öldürüldü, ormanlara atıldı. Soruyoruz? Bu hangi vicdana hangi hukuka sığar?
Şunu hepimizin anlaması ve yüksek sesle dile getirmesi gerekiyor. Sokak hayvanlarının yeri BARINAK DENİLEN ÖLÜM KAMPLARI değildir. Hiç bir canlı ömrünü sonuna kadar ceza evinde geçirmeyi hak etmiyor. Geçici Bakımevlerinin tek amacı kısırlaştırıp, aşılayıp, tedavi ederek rehabilitasyona ihtiyacı olan sokak hayvanlarını tedavi ve rehabilite etmektir.
Çıkan yasalara rağmen kısırlaştırma yapmayan, yayınlanan genelgelere rağmen, besleme dahi yapmayan, bu belediyelere ve bu düzene dur demenin zamanı gelmedi mi?
Hayvana ve hayvansevere uygulanan şiddete dur demenin zamanı gelmedi mi?
2004 yılında Dünya Sağlık Örgütü ve bilim çevrelerinin de önerisi ile KISIRLAŞTIRMANIN ana hüküm olarak konulduğu hem tek çözüm ve hem de zaman içinde, üreme duracağı için maliyetinin de azalması sebebi ile Kısırlaştırmayı içeren ama uygulanmayan yasaya “Katil 5199” diyerek, köpeklerin öldürülmesi için “Düşmanlık ve Nefret Naraları” atan, “Bireysel Silahlanma” çağrıları yapan, içlerinde bürokratların, yazarların, sözümona fenomenlerin ve ünlülerin bile olduğu akıl ve vicdan sınırlarını zorlayan adeta insanları ayrıştırarak resmen “İÇ ÇATIŞMA” çağrısı yapan isimlere ve sahte hesaplara devletin dur demesinin zamanı gelmedi mi?
Çözüm :
1- Sorunu çözecek TEK YOL, her belediyenin küçük ve orta ölçekli KISIRLAŞTIRMA ünitelerini ve bakımevlerini acilen kurmaları ve SEFERBERLİK halinde KISIRLAŞTIRMA yapmaya başlamaları, geçici bakımevlerinin standardının yükseltilmesi ve çalışanlarının gönüllü ve eğitimli kişilerden seçilmesi,
2- Uydurma verilerle halkı kin ve düşmanlığa sevk eden, nereden fonlandığı dahi belli olmayan, yasaları çiğneyen, “iç çatışma çıkarmak amacı ile halkı kin ve nefrete” sürükleyen bu hesaplara gereken cezanın verilmesi, erişim engeli getirilmesi ve tüm destekçilerinin yargılanması,
3- Hayvana ve Hayvansevere şiddetin önüne geçmek için acilen ceza alt sınırlarını yükseltilerek, para cezasına çevrilmesinin engellenerek, uygulanacak hapis cezasının kanunda işlerlik kazanmasının sağlanması,
4- Yasaklı Irk adı verilen köpeklerin imkanı olan, sahiplenmek isteyen, eğitimli insanlara sahiplendirilmelerinin önünün açılması, kayıt yaptıramayan ve eğitim, kısırlaştırma, çiplenme şartı ile sahiplerine geri verilmesi, terk edecek sahiplerine ağır yaptırımların uygulanması,
5- Görevini yapmayan tüm belediyelerin ve belediye başkanlarının etkin biçimde denetlenerek cezalandırılmasının mümkün hale getirilmesi,
6- Görevi kötüye kullanan yerel yönetime ve yerel yönetimleri denetlemeyen iktidara, ülkemizdeki derneklere kayıtlı milyonlarca hayvanseverin mevcut taleplerimiz hızlı bir şekilde gerçekleşmedikçe OY VERMEYECEĞİNİN bilinmesi çözüm önerilerimiz ve taleplerimizdir.