Hakan Eroğlu'nun Kaleminden Milletleri Kurtaranlar Yalnız Ve Ancak Öğretmenlerdir…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.” sözünden de anlaşılacağı gibi eğitimin ülkeler ve milletler için ne kadar önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Eğitim; toplumların kalkınmasında, gelişmesinde, geçmişi ile geleceği arasında bağ kurulmasında, sevgide, saygıda, hoşgörüde, sanatta, sanayide, ilimde, bilimde kısacası her şeyin özünde, temelinde yer alan olmazsa olmazlarından olan faktörlerin en başında gelmektedir. Eğitim söz konusu olunca her toplumda insan yetiştirme düzeninin vazgeçilmez unsuru ise öğretmendir. Bahsettiğimiz üzere bir toplumun gelişimi için eğitim bu kadar önemliyken ve Atatürk “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir” sözüyle öğretmenlerimize böylesine büyük bir değer yüklemişken bizler toplum olarak acaba ne kadar farkındayız bu gerçekliğin? Ya da ne kadar değer veriyoruz öğretmenlerimize?
Canımızdan çok sevdiğimiz çocuklarımıza ilk harfi öğreten; onlara sevgi, saygı, kardeşlik ruhunu aşılayan, memleketimizin yarınları için emek harcayan, her anlamda donanımlı birer nesil olarak yetişmelerinde, büyümelerinde en az ailemiz kadar öneme sahip öğretmenlerimiz sizce bugün hak ettikleri değeri görüyorlar mı? Ne dersiniz? Yeri geldi yöneticilik hakkı elinden alınan öğretmen, mobinge maruz kalan öğretmen, her bakan değişimde eğitim sistemi değişir, başarısızlığın faturası kesilen öğretmen, eşler birbirinden kilometrelerce uzakta çalışır, ailenin her bir ferdi başka bir yerdedir, idare ettirilen öğretmen, anasınıfında ve neredeyse ilkokulda eğitimci değil maalesef çocuk bakıcısı gibi görülen öğretmen, mesai saati biter seminere, toplantıya katılır, öğretmen…Birde; sanki kendi çocukları yoktur, evi yoktur, eşi yoktur tüm bunları yaparken… Ya siz bu kadar çocukla nasıl başa çıkıyorsunuz diyenler ; benim çocuğuma eksik not verdin, yanlış öğrettin, ters baktın diye şikayet eder, maalesef bir de “şiddete” maruz kalır öğretmen... Sadece memur olmak için değil hayalleri için yıllardır çalışmasına, emek vermesine rağmen atanamayan, atanmak için mülakat çilesi çeken, atansa da aldığı ücretle geçinemeyen öğretmen. Ancak 3 ay tatil yapar, yatarak maaş alır lafa gelince öğretmen…
Öğretmenlik mesleğini sadece paraya, çalışma saatlerine yada aslında yapamadığı tatile göre değerlendirip kamuoyunda bilerek veya bilmeyerek itibarsızlaştırmak hiç kimseye yarar sağlamaz. Socrates’in söylediği çok anlamlı bir söz vardır. Dünyada her şeye kıymet biçilebilir. Ama öğretmenin eserine kıymet biçilemez. İşte o eser bizim canımızdır, geleceğimizdir. Gözbebeğimiz çocuklarımızı emanet ettiğimiz, böylesine kutsal bir mesleğin sahipleri, elleri öpülesi öğretmenlerimizin değerini çok daha fazla bilmek, onları el üstünde tutmak gerekir, diye düşünüyorum. Kıymetli öğretmenlerimizin her türlü sıkıntılara rağmen motivasyon ve performanslarının asıl kaynağı güzel çocuklarımıza duydukları sevgileridir, güzel ülkemize, ay yıldızlı al bayrağımıza olan hizmet aşklarıdır. Yurdumuzun en ücra köşesinde körpe dimağlar İstiklal Marşımızı gururla söylüyorsa; biliniz ki orada kendisini ülkesine adamış vefakâr, cefakâr vatan sevdalısı öğretmenler sayesindedir. Yeni Milli Eğitim Bakanımızın görevi devralmasıyla birlikte tüm bu sorunlara değinmesi önem arz etmektedir. Söz verildiği üzere bize göre kul hakkına girmek anlamına gelen mülakat kaldırılmalı, öğretmenler odasındaki ücretli, sözleşmeli, kadrolu öğretmen ayrımına son verilmelidir. Ay sonunu nasıl getireceğini düşünen bir öğretmenin veriminin düşeceği gerçeği göz önünde bulundurularak ücretlere gerekli artışlar ivedi şekilde yapılmalıdır. Her şeyden öte öğretmene “önlük” değil “değer” verilmelidir, “saygı” duyulmalıdır. Öğretmene sahip çıkmanın bir ülkenin geleceğine sahip çıkmak olduğu unutulmamalıdır.
Türkiye yüzyılına emin adımlarla yürüdüğümüz, savunma sanayinde, iç, dış politikada, atılan başarılı adımların temeli kaliteli eğitime dayanmaktadır. Yerli, milli ve tutarlı bir eğitim sistemi bizlerin hedeflerimize çok daha başarılı bir şekilde ulaşmamız hususunda en önemli basamak olacaktır. Bunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamak temennisiyle başlamış olan eğitim öğretim yılının tüm öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimiz için hayırlı, başarılı, sağlıklı geçmesini temenni ederim.