Dağlarda tek tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar : “Üç” dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı
Nazım Hikmet

Ne muhteşem bir anlatımdır Nâzım Hikmet’ in Kuvayı Milliye Destanı, ve Mustafa Kemal’i anlattığı 8. Bap’ ta ‘26 Ağustos Gecesi Saatler’ başlığı adı altında ki satırları. Öyle bir millet düşünün ki tarihi zaferlerle destanlarla kahramanlarla doludur. 
1071 yılında Anadolu'nun kapılarını açan, Alp Arslan

Çağ açıp çağ kapayan Peygamberimizin (SAV) övgüsüne mazhar olan, Fatih Sultan Mehmet ve onun askerleri
Adaletiyle halkı tarafından Kanuni diye anılan,  Avrupa ülkelerinin ise muhteşem dediği, Kanuni Sultan Süleyman
Çağının ve çağların ötesine geçen ‘doğuşumda ki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir’ diyen, Mustafa Kemal Atatürk
Ve daha nice isimsiz kahramanlarımız vardır. Bizde ne zafer. ne destan. ne de kahraman biter geçmişte olduğu gibi gelecekte de bu asla şaşmayan Allah'ın Türk’e verdiği lütuftur.

Ya zaferlerimiz hangi birini yazsak diğerinin hakkı kalır, fakat şüphesiz ki en önemlilerinden biri bu sene 100. Yılını kutlayacağımız 30 Ağustos 1922 günü Mustafa Kemal'in Başkomutanlığında kazandığımız Büyük Taarruzdur. Bir milletin küllerinden yeniden doğuşu,  Türk Milletinin dünya sahnesinden asla koparılamayacağının kanıtıdır. Bu günlerde ekonomik olarak ülkece sıkıntı çeksek de o günlere kıyasla lafı bile edilemez. şu an ki zor günlerin, biz yedi düvele diz çöktürmüş yüce bir milletiz. her türlü zorluğun üstesinden geleceğimizden asla kuşku duymamalıyız.

Yüce milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun, her ne kadar düsturumuz ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ olsa da biz asla savaştan kaçmayan bir milletiz. Tarihin Türk'e kafa tutan kafasızlarla dolu olduğunu bütün milletler bilir hele ki son yıllarda savunma sanayisinde gösterdiğimiz başarılar, hepimizin göğsünü kabartmış ve milletimize güven vermiştir. 

Bu vesileyle kahraman şehitlerimizi, askerlerimizi ve O’nun ebedi başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk’ ü rahmet, minnet ve özlemle yad ediyorum.