İlk defa tecrübe ettiğimiz iki turlu bir seçimi nihayet tamamlamış bulunmaktayız. Yapılan seçimlerin ülkemiz ve milletimiz adına hayırlara vesile olmasını temenni ederim. Artık her şeyi bir kenara bırakarak önümüze bakma, Türkiye Yüzyılına odaklanma zamanı. Eminim ki hiçbirimizin feda edecek bir karış toprağı, kaybedecek, ayrıştıracak ve dahi ötekileştirecek bir kardeşi yok. Birlik ve beraberlik içerisinde yeni yüzyılda güzel işlere imza atabilmek için daha çok çalışmak gerek. Maazallah rehavet, husumet, nifak, her an tetikte bekleyen tek dişi kalmış canavarı küllerinden doğurmaya yetecektir. Peki Neden Türk ve Türkiye Yüzyılı? MHP Lideri Sn. Dr. Devlet Bahçeli 30 yıl önce, 1992 tarihinde yapmış olduğu bir konuşmada tamda bugünlere atıfta bulunarak “Gelin hep beraber Cumhuriyetimizin 100. Yılını Türk Yüzyılı olarak haykıralım” diyor. Altını çizmek gerekir ki bu kesinlikle tesadüfen yapılmış bir konuşma değildir. 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü sonrası tüm siyasi partilerimiz bir araya gelerek 7 düvele karşı durmuş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi kurulmuş ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ünde dediği gibi “Türkiye Türklerindir” mesajı her kesime en yüksek tondan verilmiştir. Devlet aklının devreye girmesiyle birlikte hissiyat, fikriyat değişimi her anlamda kendini iyiden iyiye hissettirmiş ve atılımlar ardı ardına gelmeye başlamıştır. Pandemi, ekonomik kriz, savaş, deprem gibi bir çok sıkıntılı süreç yaşansa da birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilerek sorunların üstesinden gelinmiştir. 30 yıl öncesi rotası çizilen Türk ve Türkiye Yüzyılı için hangi bazı adımların atıldığına şöyle kısaca bir göz atalım… Değişen ekonomik koşullar, enerji ihtiyacı, ülkeleri kendilerini güçlü tutabilmek adına her daim araştırmaya, geliştirmeye itmiştir. Denizlerdeki ekonomik kaynaklarda bunlardan bir tanesidir. 1970’li yıllarda Ege Denizi'nde kendi karasularımızda petrol aramak amacıyla kiralanan yabancı bandıralı bir araştırma gemisinin yine uluslararası baskılar nedeniyle geri gönderilmek durumunda kalınması ile ülkemizin bu konudaki çalışmalar yapacak bir gemi sahibi olması, bu geminin modern teknolojiyle donatılması ve gemide çalışacak personelin yetiştirilmesinin gerekliliği gündeme gelmiştir. Bugün geldiğimiz noktada 2 sismik araştırma, biri 7. nesil olmak üzere 4 adet sondaj gemimizin olması ve bunlarla birlikte ülkemizin Doğu Akdeniz’de özellikle Libya ile yaptığı anlaşma neticesinde Mavi Vatan’ da söz sahibi duruma gelmemiz, petrol ve doğalgaz arama çalışmaları ve hatta Karadeniz’ de Sakarya Havzasında Türk doğal gazını çıkarmış olmamız kesinlikle tesadüf değildir. Akabinde TCG Anadolu adıyla ilk “İHA”, “SİHA” uçak gemimizi yapmış olmamız her Türk evladını gururlandıracak bir çalışmadır. İnşallah Türk’ ün Yüzyılında yakıtı “Nükleer” olan TCG Rumeli gemi projemiz ile çok daha büyük hedeflere ulaşılması planlanmaktadır. Bugün dünyada 31 ülkede toplam 441 nükleer reaktör işletmede bulunmaktadır. Hali hazırda 16 ülkede 66 santralin inşası devam etmekte ve yıl sonuna kadar da yine 164 yeni nükleer reaktör yapılması planlanmaktayken, her türlü engelleme ve karalamalara karşın Türkiye’nin ilk Nükleer santralinin Mersin’de Akkuyu’da yapılıyor olması çok önemli ve aslında bir o kadar da düşünülmesi gereken bir konudur. Ayrıca Akkuyu NGS sadece elektrik üretim tesisleri değil, bir çok sektöre de istihdam sağlayacak, sanayimize önemli ivme kazandıracak bir projedir, desteklenmelidir. Türkiye-Irak sınır hattında Şırnak ilimizde bulunan, güneyinden Dicle nehrinin geçtiği, güney doğusunda Cudi dağının bulunduğu 1850 rakımlı Gabar dağını terör merkezi olarak maalesef bilmeyenimiz yoktur. Görüş mesafesinin çok düşük olması, arazi şartlarının zorluğu, bünyesinde bir çok mağara bulunması teröristlerin yuvalanmaları için uygun bir alan yaratmış olsa da terörle mücadeleden bir an taviz vermeyen şanlı Türk ordusu gabarda terörün kökünü kazımış durumdadır. Hemen sınırımızın diğer tarafında petrol çıkıyor olup ta ülkemizde petrol olmaması ilginç gerçeğinden yola çıkılarak Gabar Dağı'nda, 2020'de başlatılan sismik çalışmalar sonrası petrol rezervi bulunması üzerine, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı koordinesinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) çalışmalar yaparak  hizmete alınan petrol kuyularında günlük 100 bin varil üretim yapılabilecek sahalar belirlemiştir. Sahalardan birine İdil ilçesinde 9 Aralık 2019’da Pkk’lı teröristlerin döşediği patlayıcıyı imha etmeye çalışırken şehit olan Astsubay Esma Çevik’in ismi verilirken diğerinin de yine eli kanlı hain terör örgütü Pkk’nın şehit ettiği öğretmenimiz Aybüke Yalçın ismiyle onurlandırılması ayrıca Türkiye Yüzyılında gurur duyacağımız çalışmalardır. Mustafa Kemal Atatürk; “Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk’ ün varlığı bu köhne acuna yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek.” diyor. İşte tamda bu noktadan baktığımızda; Türk Devletleri teşkilatının varlığı, verdiğimiz onca şehidimizin acısını bir nebze dindiren, 30 yıl sonra gelen Karabağ zaferi, Türkiye’nin Türk Dünyası arasındaki tek karayolu ulaşımı Zengezur geçidinin açılıp Turan’a giden yolda büyük adım atılması hem Atatürk’ün ideallerini, hem Kızılelma hedefimizin ve bununla birlikte  elbette tarihin coğrafyaya sığmayacağı günlerin yakın olduğunun, Türk Yüzyılının bir işaretidir. Türkiye’nin her alanda söz sahibi konuma gelmesi dosta güven düşmana korku vermektedir. Ürettiğimiz İHA, SİHA, Akıncı, Atak taarruz helikopteri, karadan karaya uzun menzilli Tayfun balistik füzesi, adını Kurtuluş Savaşı'nda 5. Süvari Kolordusu ‘nu komuta eden Fahrettin Altay'dan alan müthiş harekat ve manevra kabiliyetine sahip Altay tankı, Türkiye’nin ilk havadan karaya süpersonik füzesi TRG 230, Gökdeniz, Bozdoğan, Atmaca roketlerimiz, deniz altılarımız, insansız deniz araçlarımız (İDA), fırkateynlerimiz, derin savaş stratejisine sahip insansız savaş uçağımız Kızılelma, yanındaki yapay zeka filosuna hükmedebilen 5.nesil üst düzey Milli Muharip savaş uçağımız Kaan ve geleceğe hükmedecek genç beyinlerimiz Türk mühendislerimiz ile çalışmaları devam eden bir çok proje… Düne kadar iktidar değişsin diye demeçler veren, başlıklar atan, dergi kapaklarında olumsuz reklamlar yapan uluslararası medya, seçim sonuçlanınca ikiyüzlülükleri gereği 180 derece dönerek tebrik yarışına girdiler. Bükemedikleri bileği dün olduğu gibi bugün de öptüler. Bizler her görüşe saygı duymakla birlikte; oynanan oyunları görmeli, aramıza asla nifak sokmamalıyız. Unutmamalıyız ki acıda, kederde, sevinçte her daim bir olmayı başardığımız müddetçe hiçbir engel karşımızda duramayacaktır.