Günümüz Türkiye’sinde aslında ailelerin yaptığı yanlışlardan bir tanesi çocuklarının eksik olduğu alan üzerine yoğunlaşıp iyi olduğu alanlara yoğunlaşmamasıdır. Her aile doğal olarak çocuğunun akademik kariyerinin iyi olmasını istemektedir. Her çocuk farklı alanlarda yeteneklidir. Çocuklarımızı yetenekli olduğu alanlarda keşfetmemiz ve iyi olduğu alanda üzerine gidilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Aileler çocukların istedikleri alanda değil ailelerinin istedikleri alanda eğitim almaya zorlanıyor gibi.. Her anne babanın en büyük amacı çocuklarının başarılı yetiştirilmesidir. Peki başarılı bir çocuk yetiştirmek için ne yapmak gerekir? Başarının anne-baba için ne anlama geldiği oldukça önemli ve başarı tanımı herkes için farklı olmaktadır. Başarı kimi için iyi bir iş, iyi notlar, güzel bir ev ve araba veya iyi bir insan olmaktır. Tüm bu tanımlar, doğru olabilir fakat çocuk yetiştirirken başarı yalnızca bir alana indirgenmemelidir. Örnek verecek olursak çocuğumuz, kaliteli bir kişisel gelişimci olabilecek yeteneğe veya kaliteli bir spor bilimci olabilecek yeteneğe sahip olabilir. Ailesi ise çocuğunun istediği ve yetenekli olduğu alana değilde kendi istedikleri alanlara yönlendirdikleri için çocuklar gelecekte istemedikleri ve zorla adapte oldukları bir iş üzerinde eğitim almaya zorlanıyor gibiler. Akademik başarı, spor, sanat, ahlaki değerler ve topluma faydalı bir birey olmak gibi birçok alanda çocuk teşvik edilmelidir. Yanlış yönlendirmeler, zorlamalar ve mecbur bırakılmalar yüzünden bir çok yeteneği kaybettiğimiz gibi aslında ülke olarak başarı anlamında doğru kişiler doğru yerde olmadığı için geriye gitmekteyiz. Kimi çocuklar için ilgi ve becerisi olan alana yönelim kendiliğinden gerçekleşiyor. Kimi çocukta ise çocuğun neye yeteneği olduğunu bulabilmek için çocuğa destek vermek gerekiyor. Eskiden ebeveynler ilgi ve beceri alanlarını keşfedebilmek için çocuklarını spor ya da sanat dallarına yönlendiriyordu. Şimdi ise çocukların yönlendirilebileceği alanlar çok daha geniş; sanat ve spor dallarındaki çeşitlilik artı. Hem de yeni ilgi ve beceri alanları ortaya çıktı; kodlama, robotik gibi. Öncelikle aileler çocuklarına özgüven aşılamalı ve çocuğun ilgili olduğu alanlarda onlara güvenmeli ve desteklemelidirler. Çünkü çocuklara fırsat verildiğinde geliştireceklerini unutmamalıdırlar.  İçinde bulunduğumuz zamanı değerlendirirsek aileler artık akademik eğitimin başarı için yeterli olmadığını düşünmeye başladıklarını görebiliyoruz. Ancak en büyük sıkıntı ailelerde her iki ebeveynin çalışıyor olması ve çocuklarına az vakit ayırabiliyor olmasıdır. Buda çocuklarında yeterli gözlemi yapamadıklarını ve çocuklarındaki gelişimi takip etmekte zorlanmalarına neden oluyor. İşte bu yüzden anne ve babanın çalıştığı ailelerde çocuklarının ilgi ve beceri alanları konusunda daha bilinçli yönlendirme almaya ihtiyaç duyuyorlar. Şimdiki çocuklarımız eskiye göre daha şanslı ve istediklerinde her şeye ulaşabilme şansına sahipler. Aileler olarak çocuklarımızın yetenekli olduğu alanları keşfetmeye çalışmalı ve o alanda üzerine gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çocuklarımız gelecekte daha mutlu ve huzurlu bir hayat sürmelerinde aslında çok önemli bir etken olduğunu önemle vurgulamak istiyorum. Sözlerimin sonuna gelirken sizlere anlamlı bir söz söylemek istiyorum; “Sevgi ve saygının öğretildiği ilk yerdir aile… Onların bize öğrettikleri sayesinde tüm ömrümüzü geçirir ve onlardan aldığımız tüm sevgiyi insanlığa dağıtırız…” Sevginin olduğu yerde başarı, zenginlik ve huzur zaten gelecektir.