Sönmezler Fırın
Sönmezler Fırın

Fatih Tezce'nin kaleminden, Kitap mı Kapya biber mi?

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 11.10.2022 - 16:55, Güncelleme: 11.10.2022 - 16:55
 

Fatih Tezce'nin kaleminden, Kitap mı Kapya biber mi?

Fatih Tezce'nin kaleminden, Kitap mı Kapya biber mi?
KİTAP MI KAPYA BİBER Mİ? Bizler yazınca rahatlıyoruz, evdeki çocuklarımız bizim sözümüzü dinleyince rahatladığımız gibi. İçimizden geldiği gibi değil, içimizden geçeni yazıyoruz, içimizde kalmasın diye. Salgın hastalık (covid-19) nedeniyle bir süredir yapılamayan TÜYAP Karadeniz Kitap Fuarı 1-9 Ekim arasında Samsun’da yapıldı. Ben isterdim ki her yıl yapılan kitap fuarının bir konusu olsun, afişlerde ve görsellerde bir şeylere vurgu yapılsın, olmadı, yoktu, şimdiye kadar olmadığı gibi… Sağlık olsun… 90’ların efsane televizyon dizisi Deli Yürek’in “Yusuf’u Kaybettim” isimli türküsünde “Aşkın pazarında canlar satılır/Satarım canımı alan bulunmaz” diye iki mısra vardır. Epeydir dilimdeydi. Demek ki bu yazıya ve bu kitap fuarına nasip olacakmış. Aşkın pazarı kitap fuarı olsun. Canlar kitap olsun. Toplayalım şimdi: Şair canı olan kitabı satmaya çalışıyor ama alan yok! Alın size matematik! Bir de hayatta ne işimize yarayacak der bu öğrenciler matematik için… Şair canı olan kitabı satmaya çalışmaz aslında. Kitabını bahane ederek ya da yazdığı kitaplar vesilesiyle bu kanalla sesini duyurmak ister, üç beş gönül dostuyla şiiri, yazıyı, dünyayı konuşmak ister. Ben dedim yirmi beş, hadi siz deyin on beş… Saydığım en az bu kadar çift göz aman şimdi tanır da kitabını almak zorunda kalırım diye kafasını yere eğerek geçti önümden. Hadi ben de size yardımcı olayım dedim ve ben de bir o kadar çift gözü ben de görmemezlikten gelerek onları rahatlattım… Alın size bu da psikoloji…   Kitap mı kapya biber mi diye sordum yazı başlığı olarak. Acaba hangisi daha kârlı, hangisi daha çok para kazandırıyor? Karpuz elimizde kaldı ama kapya biberde voleyi vurduk mu demeliyiz, diyeceğiz? Bir çiftçi geçimini sağlamak için biber eker, karpuz yetiştirir. Harf kutsal, kalem değerli, ter emek değil mi? Ha tarladaki ter, ha kalem ve kelamdaki ter, fark etmeli mi? Salgın nedeniyle yapılamayan yıllar hariç olmak üzere son beş yılda üç defa Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü adına Tüyap ’ta öğretmen yazar standında bulundum. Kıyaslayalım bakalım, evet bu sene de kalabalıktı; evet sadece kalabalıktı. Önümden arkamdan sağımdan solumdan o kadar çok kitapsever geçti ki bu kervanın cazibesine kapılarak standımı terk ettim ve ben de her iki salonu gezdim ve gördüm ki yine üç harfliler çoğunlukta: TYT-LGS-KPSS vs. Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze çok teşekkür ediyorum. 11 ilçeden (Samsun’da 17 ilçe var) 25 öğretmen yazarına ev sahipliği yaptı. Birbirinden habersiz pek çok öğretmen yazar bu vesileyle tanışmış oldu. Bu iyi. Ancak minik bir eleştirimiz de şu olsun: Aynı şekilde öğrencilerle de tanışmak –ya da öğrenciler öğretmen yazarlarla tanış olabilirdi- isterdik. Hep imtihan hep imtihan… Evet, hayatın bir gerçeği de bu… İtirazımız da yok. Ancak, öğrenciler eğer isterlerse –ve bu yetenek kendilerinde varsa- ileride öğretmenleri gibi kitap yazabileceklerini bu fuarlardan öğrenmesinler mi? İl Milli Eğitim Müdürlüğü bir program dâhilinde öğrencileri kendi standına da yönlendirmesin mi? Gözlerimizle gördüklerimi yazdım, gözlemlerimi yazdım. Yaptığım gözlemler hep beni her zaman yazıya ve şiire götürdü. Yazının ve şiirin limanına demir attım. Ebru Gündeş’in bir şarkısında da dediği gibi “demir attım yalnızlığa…” Fatih TEZCE
Fatih Tezce'nin kaleminden, Kitap mı Kapya biber mi?

KİTAP MI KAPYA BİBER Mİ?

Bizler yazınca rahatlıyoruz, evdeki çocuklarımız bizim sözümüzü dinleyince rahatladığımız gibi. İçimizden geldiği gibi değil, içimizden geçeni yazıyoruz, içimizde kalmasın diye.

Salgın hastalık (covid-19) nedeniyle bir süredir yapılamayan TÜYAP Karadeniz Kitap Fuarı 1-9 Ekim arasında Samsun’da yapıldı. Ben isterdim ki her yıl yapılan kitap fuarının bir konusu olsun, afişlerde ve görsellerde bir şeylere vurgu yapılsın, olmadı, yoktu, şimdiye kadar olmadığı gibi… Sağlık olsun…

90’ların efsane televizyon dizisi Deli Yürek’in “Yusuf’u Kaybettim” isimli türküsünde “Aşkın pazarında canlar satılır/Satarım canımı alan bulunmaz” diye iki mısra vardır. Epeydir dilimdeydi. Demek ki bu yazıya ve bu kitap fuarına nasip olacakmış.

Aşkın pazarı kitap fuarı olsun. Canlar kitap olsun. Toplayalım şimdi: Şair canı olan kitabı satmaya çalışıyor ama alan yok! Alın size matematik! Bir de hayatta ne işimize yarayacak der bu öğrenciler matematik için…

Şair canı olan kitabı satmaya çalışmaz aslında. Kitabını bahane ederek ya da yazdığı kitaplar vesilesiyle bu kanalla sesini duyurmak ister, üç beş gönül dostuyla şiiri, yazıyı, dünyayı konuşmak ister.

Ben dedim yirmi beş, hadi siz deyin on beş… Saydığım en az bu kadar çift göz aman şimdi tanır da kitabını almak zorunda kalırım diye kafasını yere eğerek geçti önümden. Hadi ben de size yardımcı olayım dedim ve ben de bir o kadar çift gözü ben de görmemezlikten gelerek onları rahatlattım… Alın size bu da psikoloji…

 

Kitap mı kapya biber mi diye sordum yazı başlığı olarak. Acaba hangisi daha kârlı, hangisi daha çok para kazandırıyor?

Karpuz elimizde kaldı ama kapya biberde voleyi vurduk mu demeliyiz, diyeceğiz? Bir çiftçi geçimini sağlamak için biber eker, karpuz yetiştirir. Harf kutsal, kalem değerli, ter emek değil mi? Ha tarladaki ter, ha kalem ve kelamdaki ter, fark etmeli mi?

Salgın nedeniyle yapılamayan yıllar hariç olmak üzere son beş yılda üç defa Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü adına Tüyap ’ta öğretmen yazar standında bulundum. Kıyaslayalım bakalım, evet bu sene de kalabalıktı; evet sadece kalabalıktı.

Önümden arkamdan sağımdan solumdan o kadar çok kitapsever geçti ki bu kervanın cazibesine kapılarak standımı terk ettim ve ben de her iki salonu gezdim ve gördüm ki yine üç harfliler çoğunlukta: TYT-LGS-KPSS vs.

Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze çok teşekkür ediyorum. 11 ilçeden (Samsun’da 17 ilçe var) 25 öğretmen yazarına ev sahipliği yaptı. Birbirinden habersiz pek çok öğretmen yazar bu vesileyle tanışmış oldu. Bu iyi. Ancak minik bir eleştirimiz de şu olsun: Aynı şekilde öğrencilerle de tanışmak –ya da öğrenciler öğretmen yazarlarla tanış olabilirdi- isterdik.

Hep imtihan hep imtihan… Evet, hayatın bir gerçeği de bu… İtirazımız da yok. Ancak, öğrenciler eğer isterlerse –ve bu yetenek kendilerinde varsa- ileride öğretmenleri gibi kitap yazabileceklerini bu fuarlardan öğrenmesinler mi? İl Milli Eğitim Müdürlüğü bir program dâhilinde öğrencileri kendi standına da yönlendirmesin mi?

Gözlerimizle gördüklerimi yazdım, gözlemlerimi yazdım. Yaptığım gözlemler hep beni her zaman yazıya ve şiire götürdü. Yazının ve şiirin limanına demir attım. Ebru Gündeş’in bir şarkısında da dediği gibi “demir attım yalnızlığa…”

Fatih TEZCE

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bafrahaberi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.